Bu yaz İzmir, alışılmışın dışında bir sıcaklık deneyimi yaşadı. Önceki yıllara göre belirgin bir artış gösteren hava sıcaklığı, kenti adeta boş bıraktı. İlgili meteoroloji raporlarına göre, İzmir’de yapılan ölçümler sonucu termometreler 40 derecenin üzerine çıkarak tarihi bir rekor kırdı. Bu durum, yaz sezonu boyunca sahil bölgelerine ve Kordon’a olan ilgiyi büyük ölçüde azalttı. Sahil boyunca yürüyüş yapan İzmirliler ve turistler, kavurucu sıcaklardan bunalarak evlerine ve gölgeli alanlara sığınmayı tercih etti. Peki, bu sıcaklık artışının arkasında ne var? İzmir’in yaz sezonunda yaşadığı sıcak hava dalgası ve halk sağlığı üzerindeki etkileri nedir?
Bölgedeki sıcaklık artışının nedenleri arasında iklim değişikliğinin yanı sıra, Türkiye'deki genel hava durumu eğilimleri de yer alıyor. Özellikle Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan İzmir, yaz aylarında genellikle sıcak ve kuru havalarla bilinirken, bu yıl yine beklenmedik yüksek sıcaklıklarla baş başa kaldı. Sıcaklık rekorlarının kırılması, deniz suyu sıcaklığının da artmasına neden oldu. Birçok vatandaş, denizden intihar gibi görünen kayıpların yaşanmasını istemediği için sahil bölgelerinden uzak durdu. Bunun yanı sıra, kent halkının akşam saatlerine kadar dışarıda bulunmaktan kaçınması, yerel işletmelerin de olumsuz etkilenmesine sebep oldu. Cafeler, restoranlar ve plaj işletmeleri beklediklerini elde edemediler.
İzmir Kordonu, kentin simgesi olmuş mekanlardan biri. Genellikle yaz aylarında yoğun kalabalıklara ev sahipliği yapan bu güzel sahil şeridi, sıcak havaların etkisiyle adeta sahipsiz kalmış durumda. Gün içinde denizden esen hafif rüzgar bile sıcaklığın etkisini hafifletemedi ve bu da Kordon’un her zamanki cıvıltısını kaybetmesine neden oldu. İnsanlar yerine, yalnızca kuşlar ve birkaç yalıçapkını bu sakin ortama eşlik etti . Fakat Kordon kritik günlerden geçiyor. Sosyal medyada Kordon’u boş bir manzarayla paylaşan pek çok kullanıcı, yazın bu kadar yalnız bir hal almasının nedenlerini sorgulamaya başladı.
Ayrıca, yerel yöneticiler ve sağlık uzmanları, aşırı sıcakların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini de gündeme getirdiler. Uzmanlar, aşırı sıcak havalarda özellikle yaşlılar ve çocuklar gibi hassas grupların korunmasına dair uyarılarda bulundu. Sıcak çarpması, susuz kalma gibi durumlar yaygın hale gelince, İzmir Belediyesi, park ve bahçelerde içme suyu istasyonları kurmaya ve halkı sıcak günlerde gölgelik alanlarda kalmaya teşvik eden kampanyalar başlatmaya karar verdi.
Sonuç olarak, İzmir’de yaşanan sıcaklık rekorları, hem kenti hem de insanları derinden etkiliyor. İşletmeler, halk sağlığı ve sosyo-kültürel yaşam açısından büyük bir dönüm noktasına geldik. İzmir’in sıcak günlerini geride bıraktığımızda, bakalım bu yazın anıları ne şekilde şekillenecek? Kıyılarından ve sahilinden bu kadar farklı deneyimler eden İzmir, belki de iklim değişikliğinin geri dönüşsüz etkilerini bir kez daha hatırlatıyor. Ülkemizin bu güzel sahil şehri, önümüzdeki günlerde iklimle ilgili daha fazla değişimle yüzleşecek gibi görünüyor.